Kurbağa Prens ve Sadık Heinrich Masalı
Kurbağa Prens ve Sadık Heinrich Masalı
Eski zamanlarda, herkesin dileklerinin gerçekleştiği bir krallıkta, çok güzel bir prenses varmış. O kadar güzelmiş ki, güneş bile onu seyretmekten bıkmazmış. Sarayın yakınında, eski bir ıhlamur ağacının altında gizemli bir kuyu varmış. En genç prenses sıcak havalarda oraya gidip, altın topuyla oynarmış.
Bir gün prensesin topu elinden kaçıp kuyuya düşmüş. Ağlamaya başladığında, bir kurbağa çıkıp ona yardım etmeyi teklif etmiş. Karşılığında, prensesle arkadaş olmak istemiş. Prenses, topunu geri almak için kurbağanın bu isteğini kabul etmiş.
Ertesi gün, kurbağa saraya gelip prensesi çağırmış. Prenses önce korksa da, babasının ısrarıyla kurbağayı içeri almış. Kurbağa, prensesle yemek yemek, su içmek ve onun yatağında uyumak istemiş. Prenses bu duruma üzülmüş ama söz verdiği için kabul etmiş.
Gece, prenses sinirlenip kurbağayı duvara fırlatmış ve birden kurbağa, yakışıklı bir prense dönüşmüş. Meğerse kurbağa, bir cadının büyüsüyle lanetlenmiş bir prensmiş. Prensesin davranışı, bu büyüyü bozmuş.
Prens, prensesle kendi krallığına gitmek istemiş. Prensin sadık hizmetkârı Aslan Yürekli Heinrich, prensin kurbağaya dönüşmesine çok üzülmüş ve üzüntüsünden kalbini korumak için göğsüne demir bantlar takmış. Prens ve prenses krallığa gitmek için hazırlanan arabaya binmiş. Yola çıkınca, Heinrich’in göğsündeki demir bantlar kırılmış; çünkü efendisinin mutluluğu onun da kalbini iyileştirmiş.
Sonunda, prenses ve prens mutlu bir şekilde krallığa varmış ve orada uzun ve mutlu bir hayat sürmüşler. Sadık Heinrich ise, efendisinin mutluluğunu gördükçe kendini çok mutlu hissetmiş. Bu hikaye, gerçek dostluğun ve sadakatin önemini anlatır.
