Balıkçı Hasan ve Karısı Emine Masalı

Balıkçı Hasan ve Karısı Emine Masalı
Bir zamanlar, deniz kenarında küçük bir köyde Hasan adında bir balıkçı yaşarmış. Hasan, her sabah denize gidip balık tutarmış. Karısı Emine ise evde oturur, Hasan’ın tuttuğu balıkları satarak geçimlerini sağlarmış.
Bir gün Hasan, ağını denize attığında, olağanüstü büyük ve konuşan bir balık yakalamış. Balık, Hasan’a “Lütfen beni bırak, ben aslında bir büyülenmiş prensim!” demiş. Hasan, şaşkınlık içinde balığı geri denize bırakmış.
Eve döndüğünde bu olayı karısına anlatmış. Emine, “Keşke balıktan bir dilek dileseydin!” demiş. Hasan, karısının isteği üzerine tekrar denize gidip balığı çağırmış. Balık yüzeye çıkınca, Hasan, “Karımız için güzel bir ev istiyoruz,” demiş. Balık, “Dileğin yerine getirildi,” diyerek yine derin sulara dalmış.
Hasan eve döndüğünde, bir evin yerine küçük bir saray bulmuş. Emine, bu sarayı çok beğenmiş ama bir süre sonra daha fazlasını istemeye başlamış. “Hasan, balıktan kraliçe olmamızı iste,” demiş. Hasan istemese de karısının ısrarı üzerine tekrar balığı çağırmış. Balık bu sefer de dileği yerine getirmiş.
Artık bir sarayda kral ve kraliçe olarak yaşayan Hasan ve Emine’nin her şeyi varmış. Ancak Emine yine doymamış, “Hasan, balıktan bu sefer de imparator olmamızı iste,” demiş. Hasan, karısının bu sonsuz hırsından rahatsız olsa da, balığı tekrar çağırmış.
Ancak bu sefer balık, “Hasan, karının hırsı yüzünden denizlerde fırtınalar kopuyor. Artık daha fazla dilek yerine getiremem,” demiş. Hasan eve döndüğünde, saray ve tüm zenginliklerin yerine eski küçük evlerini bulmuş. Emine, bu duruma çok üzülmüş ama artık geç kalmıştı.
Bu hikayeden Hasan ve Emine, hırsın ve doyumsuzluğun insanı nereye götürebileceğini anlamış. Küçük evlerinde mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmişler. Her şeyin en değerlisinin, huzur ve sevgi olduğunu anlamışlar.